16 Mart 2014 Pazar

Direniş

Direniyorum beş yıldır;
Senli gönül bahçesinde,
Gül saydım her bir yılı;
Biriktirdim kalbimde…

8 Mart 2014 Cumartesi

Sensizlik

Dizelerarası kelimeler artık sensiz,
Ve mahrum ;
Okunmaya yüz tutacak gayrisenli bir şiir…
Şimdi mısralar yalnız,
Ve sessizliğe bürünmüş;
Ahenkten uzak,
Kafiyeden yoksun,
Manadan  - yine- sensiz…
Okundukça yâri yâre özletmek yerine artık,
Yırtılıp; bir kenara atılmak istenecek,
Ki o bitkin,
Ki o yorgun;
Biçare bir sensizlik şiiri olacak…
Kendine bir benzetme ararken;
Gökyüzünde, bulutlarda ve yıldızlarda,
Elini uzatırken;
Bir ilkbahar ikindisinde Güneş’e
Bir Ağustos yatsısında Ay’a,
Burnunda tüterken;
Tozlu bir gönül toprağına düşen,
Baharı hatırlatan,
Soğuğu unutturan,
Sisli ancak kendi içinde hisli;
Yağmur kokusu…
Ve şimdi sen ey şiir,
Sen ve senin mısraların;
Ne sıcak olacak artık;
O’nsuz bir yaz öğlesinde
Ne de bir yakamoz olacak;
Denizin gölgesinde…
Evet, sen ve senin mısraların;
Ben olacak artık..
Ben olup eksik kelimesini ararken,
Bulduğunda bilemeyecek;
Hangi öğenin yanında,
Hangisinin ötesinde veya berisinde tutacağını…
Özne olsa, yüklem biraz eksik,
Dolaylı bir tümleç olsa,
Öznesi doğrudan ve küllen bitik…
Vel hasıl kelam ey şiir,
Ha bir kelime eksik
Ha bir kelime fazla…
Nerede nasıl tutacağını bilemedikten sonra;
Aşsan da kıtalararası mısraları,
Ulaşsan da engin dizelere,
O kelimeye;
Kavuşamayacaksın…