16 Şubat 2014 Pazar

Yalnızlık

Şimdi bir rüzgar gibi çarpıyor bakışların kalbime;
Bazı gündüzler gibi karanlık...
Değdiğinde tenin; bir güneş misali tenime,
Yakar geceleri; bir yıldız aydınlığında yalnızlık...

Ey Yar!

Ey, fikri gül koklamış, zikri aşk kokan yar!
Tene değdirdiğin bakışlarından;
Ab-ı hayat akıyor sanki de yaşam veriyor ölüntüme…

Ey gecenin karanlığını ümit dolu gündüzlere çeviren yar !
Sanki yıldızları serdin, güneş gönlünün bahçesine de;
Umut tarlasında seyyah oldum; ay yüzünün sayesinde…

Ey yarenine sebeb-i nefes olan yar!
Senden bir adım kaçış, beni sana adın kadar yaklaştırdı da;
Diyemedim sözlerimi gözlerine; lisan-ı kalp ile…

Ey müdafa-i nefsimin birinci dereceden mesul’ü yar!
Yarasını açtığın dert; şifa bekler ellerinden,
Saçlarına değen yağmur; damlıyor gözlerimden…

Ey yolculuğun rotası, Aşk’ımın haritası yar!
Tayin et yönümü de yöneleyim kaderime;
Aşıklar dergahında şükredeyim kederime…

Sen

Bir sızı var derinlerde,
Küçük fakat içimi dağlayan bir sızı...
Çağlayan misali koparıyor denizdeki ıssızı,
Götürüyor kalbimi;hırlısı,hırsızı...
Bir figan,bir feryat,
Öyle bir ses ki gelen;sensizlikten,
Sensizlik sessizliğim oluyor aniden…
Susuyorum,SEN aklıma gelince,
Hem dilim tutulmuşçasına ,
Hem de çölde serabım senmişçesine:
Susuyorum...
Bir gözüm arıyorsa seni deryada
Diğeri muhakkak ki semada...
Bir gün tutamıyorum yaşlarımı,akıtıyorum gözlerimden,
Saçlarının teline değen yağmur;değildir gökyüzünden,
Benliğim yağıyor suretine ,çıkıyor benden,
Sende buharlaşıp bensizliğime dönüyorum...
Sabahın güneşinde uyanıp,
gözlerinin yeşilinde dalıyorum hayallere,
Ortasında göremezken gerçekleri bir ama gibi,
Hayallerim örtüyor yaramı,şekilsiz yama gibi.
Sen…Sen ki kızgın demirden bir köprü,
Ve sen;altında alev alev akan bir ırmak…
Derler ki;aşk yoludur bu:
Yoktur kaçış,yoktur kurtulmak.
İşte ben,bu yolda yandım;
Geçmeye çalışırken “sen” köprüsünden,
Yine sana düştüm,akıyorum nehrinden…
Vuslat mıdır yolun sonu?kader bu,bilinmez,
Beklemem aşktandır yoksa sabır yetmez.
Geçti günler,haftalar aylar,
Ve geçecek seneler,hayatlar üzerinden…
Önsözüm sendin sözümse seviyorum,
Bu böyle biline dönmem bu sözden…

Ve Aşık Olurken

Ve aşık olurken... 
Sormadığın bir soru varsa, yada her cümlenden sonra virgül geliyorsa
Adını koyamıyorsan eğer birşeyin; Aşkın ortasındasın. 
Ulaşamıyorsan kıyıya,fakat boğulmuyorsanda, 
Can simidin aşkın ilacıdır! 
Göz pınarlarında biriken yaş hiçbir şelaleye akamıyorsa, 
Ve o gözler başka türlü bakamıyorsa, 
Ağzından çıkamıyorsa kelimeler, çıksa da mantığa ulaşmıyorsa; 
İşte aşık olurken...
Tarifsizliğin tarifi oluyor bunlar... 
Ve aşık olurken... 
Sızlarken dizinin dibinde; 
Kendi kendine yalvarırcasına, 
Aynayı alıp kendi yüzüne ağlarcasına ertesi günün ızdırabını yaşamak ümidiyle;
Kabus dolu uykuya koşarcasına, yürüyorsan...
İşte aşık olurken... 
Ve aşık olurken... 
Elinle ittiklerin bir kenara, geride bıraktıkların bilinmiyorsa, 
Ve o gözler geriye dönüp bakmıyorsa, 
Yani dünya umur değil, acı gurur olmuyorsa, 
Hatta çemle takanlar kendi ayakların oluyorsa; 
Sözleri bırakıp bakıyorsun:işte aşık olurken... 
Hababam sınıfına gülmeyi bırakıp Sweet november da ağlayamadıgında
Melekler şehrinde şeytan olduğunda 
Yani roller sana ters baktığında 
Hala başroldesin sanıyorsan, 
İşte aşık olurken... 
Ve gözler başka bakmayı bile bırakıp hiç bakmıyorsa,
Mantıksız kelimeler dahi çıkmıyorsa 
Ve virgüller noktaya dönüşüyorsa... 

Elveda...İşte elveda... 

Sensizlik Ezgisi

Hani uzaktı ya diyarlar; şarkılarda,
Sen gittiğinden beri...
Hani şarkılar, Şark'ın ezgisindeydi ya; yokluğunda,
Kayıptı yurdu, kayıptı yeri...
Kaç bulut eskitti bu gökyüzü;
ve kaç yağmur yağdırdı tenimize...
Kim bilir, ne çiçekler açtırdı;
Umutsuzluk bahçesi iken, gönlümüze...
Baharımız mevsimdi bizim;mevsimimiz yeşil !
Gökyüzümüz bahardı;yağmurumuz hep çisil !
Gecemiz ise gündüzdü; aydınlığa delil ,

Varlığımız yokluktandı; yokluğumuz hep yeşil...

Sensiz Gemi

Gönlümden bir nehir aktı dün yine; sen denizine,
Savruldum dalgalarınla bir kıyıdan bir başka kıyıya.
Liman aradım kendime ,artık durmak vaktiydi,
Durmak...Düşünmeden yaşamak vakti...
Bir liman lazımdı;evet, bir aşk limanı,
İçinde sevmek yüklü gemiler barındıran,
Ve hiç bir geminin hiç bir zaman ayrılmadığı…
Beni bekleyen bir vakit gelmeliydi,
Bir sen vakti,
Bir seher vakti…
Sen lazımdı bana ...
Sen,ben ve deniz,
yahut
sen, ben ve liman;limanımız;
Aşk limanı...
Kalkacaksa tek bir gemi kalkmalı, seni beni ve…
“Ve” den sonrası yok işte,
seni ve beni taşıyan bir gemi…
Dolayısıyla nesillerimizi taşıyan bir gemi,
Dolayısıyla aşkı taşıyan bir gemi…
Çıkmalıyız artık yola, kaybolsak da beraber, savrulsak da,
Hangi kıyıya vurursak vuralım; 
Gün batımını yaşamalı beraber,
Gün doğumu; yine beraber…
Sonra biz liman olsak birbirimize,
Sen bana; sen limanı,
Ben sana; ben limanı…
Gitsek; yine savrulsak…
Dönsek dolaşsak ve,
Sen limanına ulaşsak...
Tazelesek denizlerde aşkımızı
Yıkasak; paklasak...
Bir deniz düşün ki; sen barındıran..
Bir deniz düşün ki; ben barındıran...
Bir düşün ki; sen ve ben, kendi denizimi yaşasak...
Bir hayat düşün içinde sadece


Sen ve ben…