16 Şubat 2014 Pazar

Sen

Bir sızı var derinlerde,
Küçük fakat içimi dağlayan bir sızı...
Çağlayan misali koparıyor denizdeki ıssızı,
Götürüyor kalbimi;hırlısı,hırsızı...
Bir figan,bir feryat,
Öyle bir ses ki gelen;sensizlikten,
Sensizlik sessizliğim oluyor aniden…
Susuyorum,SEN aklıma gelince,
Hem dilim tutulmuşçasına ,
Hem de çölde serabım senmişçesine:
Susuyorum...
Bir gözüm arıyorsa seni deryada
Diğeri muhakkak ki semada...
Bir gün tutamıyorum yaşlarımı,akıtıyorum gözlerimden,
Saçlarının teline değen yağmur;değildir gökyüzünden,
Benliğim yağıyor suretine ,çıkıyor benden,
Sende buharlaşıp bensizliğime dönüyorum...
Sabahın güneşinde uyanıp,
gözlerinin yeşilinde dalıyorum hayallere,
Ortasında göremezken gerçekleri bir ama gibi,
Hayallerim örtüyor yaramı,şekilsiz yama gibi.
Sen…Sen ki kızgın demirden bir köprü,
Ve sen;altında alev alev akan bir ırmak…
Derler ki;aşk yoludur bu:
Yoktur kaçış,yoktur kurtulmak.
İşte ben,bu yolda yandım;
Geçmeye çalışırken “sen” köprüsünden,
Yine sana düştüm,akıyorum nehrinden…
Vuslat mıdır yolun sonu?kader bu,bilinmez,
Beklemem aşktandır yoksa sabır yetmez.
Geçti günler,haftalar aylar,
Ve geçecek seneler,hayatlar üzerinden…
Önsözüm sendin sözümse seviyorum,
Bu böyle biline dönmem bu sözden…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder